34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
3.005,41%1,48
5.110,00%0,95
3407153฿%-0.2003
10 Mayıs 2023 Çarşamba
“Dişleri tutan çene kemiğini örten ve dişleri destekleyen yumuşak doku” olarak tanımlanan diş etlerinin sağlığı ve bakımı, diş ve ağız sağlığının korunmasında önemli bir role sahip. İstanbul Atlas Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğretim Üyesi Gamze Kavuncu, diş eti sağlığının korunmasına ilişkin önemli tavsiyelerde bulundu.
İstanbul Atlas Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğretim Üyesi Gamze Kavuncu, diş eti sağlığını korumak için yapılması gerekenlerle ilgili tavsiyelerde bulundu.
Diş etinin dişleri tutan çene kemiğini örten ve dişleri destekleyen yumuşak doku olduğunu kaydeden Kavuncu, “Diş ve ağız sağlığını, diş eti sağlığından ayrı düşünmek mümkün değildir. Diş eti hastalıkları, sıklıkla kronik iltihabi süreçlerle ilerlemektedir” dedi.
Diş eti sağlığını korumak için alınabilecek önlemlere işaret eden Kavuncu, bunları düzenli fırçalama, diş ipi veya arayüz fırçası kullanma, düzenli diş hekimi kontrolü, sigara ve alkol tüketiminden kaçınma olarak sıraladı.
Düzenli fırçalama: Günde en az iki kez diş fırçalamak gereklidir. Fırçalama sırasında diş fırçası diş ve dişeti birleşimine 45 derece açıyla yerleştirilerek, dairesel hareketler kullanılmalı ve ardından dişetinden dişe doğru (pembeden beyaza) süpürme hareketiyle fırçalama sonlandırılmalıdır. Fırçalama süresi 2 dakikadan az olmamalıdır. Diş macunu, diş fırçası kuru iken fırçaya nohut büyüklüğünde uygulanmalıdır. Fırçalama sırasında, dişlerin iç kısımları ve çiğneme yüzeylerinin de fırçalanmasına dikkat edilmelidir.
Diş ipi veya arayüz fırçası kullanımı: Sadece fırçalama ağız hijyeninin sağlanması için yeterli değildir. Dişlerin ara yüzeylerinin de plak birikim alanları olduğu unutulmamalıdır. Diş aralarının temizlenmesi, diş eti sağlığı kadar çürük oluşumunun önlenmesi açısından da önem arz etmektedir.
Bu amaçla diş aralarının temizlenmesi için kişiye özel olarak diş ipi veya arayüz fırçası kullanımı günde en az bir kez, ideal olarak akşamları yatmadan önce önerilir. Diş ipi, düzgün dizilimli veya sıkı dizilimli diş aralarını temizlemek için önerilirken; arayüz fırçası dişlerin aralıklı olduğu veya daha önceden geçirilmiş dişeti hastalığı durumlarında uygun ebatta arayüz fırçası seçilerek kullanılması etkin ara yüz temizliği sağlar.
Diş ipi kullanırken nelere dikkat edilmeli?
Doğru diş ipi seçimi: Diş ipi seçerken, ihtiyaçlarınıza uygun bir tür seçmeye özen gösterin. İnce, balmumu diş ipleri dar aralıklar için idealdir, daha kalın veya dokulu ipler ise geniş aralıklar için daha etkilidir.
Uygun uzunlukta kesim: Yaklaşık 30-45 cm (yaklaşık bir cetvel boyu) uzunluğunda bir diş ipi kesin. Bu, diş ipini her kullanımda temiz bir bölümünü kullanmanızı sağlar.
İpi parmaklarınıza sarın: Diş ipini, orta parmaklarınızın etrafına sarın ve sadece 2-3 cm’lik bir kısmını gerin. İpi germe işlemini baş ve işaret parmaklarınızı kullanarak yapabilirsiniz.
İpi dişler arasına yerleştirme: İpi, dişlerinizin arasından nazikçe kaydırın. İpi zorlamadan, yavaşça dişlerinizin arasına sokun.
Her diş için temiz bir bölüm kullanın: Dişlerinizin her birini temizledikçe, kullandığınız ipi ilerletin ve temiz bir kısmını kullanmaya devam edin.
Arayüz fırçası kimler için uygundur?
Arayüz fırçası (interdental fırça), dişler arasındaki boşlukları temizlemek için tasarlanmış bir ağız bakım aracıdır. Bu fırçalar, özellikle diş telleri olanlar veya dişler arası daha geniş boşlukları olan kişiler için oldukça faydalıdır.
Arayüz fırçası kullanımında nelere dikkat edilmelidir?
Doğru boyutu seçme: Arayüz fırçaları çeşitli boyutlarda gelir, bu yüzden dişlerinizin arasına uygun boyutta bir fırça seçmek önemlidir. Çok büyük bir fırça diş etlerinize zarar verebilir, çok küçük olanı ise yeterince temizleme yapmayabilir.
Fırçayı hazırlama: Arayüz fırçası genellikle bükülebilir bir yapıdadır, kullanımınıza uygun şekilde fırça bükülerek kullanım rahatlığı sağlanmalıdır.
Fırçayı yerleştirme: Fırçayı dişlerinizin arasına nazikçe yerleştirilir. Fırça dişler arasından rahatça geçmelidir; zorlanıyorsa boyutu büyük olabilir.
Nazikçe fırçalama: Fırçayı dişlerinizin arasında ileri geri hareket ettirilir. Fırçayı her iki dişin yüzeyine de temas ettirmeye çalışmak gerekir.
Her kullanımdan sonra temizleme: Fırçayı her kullanımdan sonra suyla iyice yıkayın. Fırçanın temiz ve kuru kalmasına özen gösterilmelidir.
Düzenli değiştirme: Arayüz fırçası, zamanla yıpranabilir. Fırçanın başlığı eğilmiş, aşınmış veya hasar görmüşse yeni bir başlıkla değiştirilmelidir.
Diş hekiminizi düzenli ziyaret edin
Dr. Öğretim Üyesi Gamze Kavuncu, diş eti sağlığının korunmasında düzenli diş hekimi ziyaretlerinin önemli olduğunu vurgulayarak “Diş hekiminizi düzenli olarak ziyaret ederek profesyonel diş temizliği yaptırmak, diş taşı temizliği ve muayene ile olası problemlerin erken teşhisini sağlar” dedi.
Sigara kullanımının diş eti hastalıkları açısından önemli bir risk faktörü olduğunu vurgulayan Kavuncu, “Sigara ve alkol tüketiminden kaçınılmalıdır. Bu alışkanlıklardan kaçınmak genel ağız sağlığınız için önemlidir” diye konuştu.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
Başkan Altay’ın mesajı şöyle:
“Toplumların aydınlık yarınlara ulaşmasında en önemli rolü oynayan öğretmenlerimiz, sadece eğitimle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda hayat yolculuğunda rehberlik eden, değerlerimizi yaşatan ve geleceğimizi inşa eden kahramanlarımızdır.
Öğretmenlerimizin emek ve fedakârlığı, güçlü ve müreffeh bir Türkiye’nin temel taşlarını oluşturmaktadır.
Konya Büyükşehir Belediyesi olarak, eğitime ve öğretmenlerimize destek olmak, her zaman en önemli görevlerimizin başında gelir.
Bu doğrultuda öğretmenlerimizin daha iyi şartlarda görev yapabilmesi ve öğrencilerimize daha iyi imkânlar sunulabilmek adına elimizden gelen tüm gayreti gösteriyoruz. Biliyoruz ki, eğitime yapılan her yatırım, geleceğe yapılan en anlamlı yatırımdır.
Kıymetli öğretmenlerimiz ise, her bir öğrencimizin hayatında iz bırakarak; onları sadece bilgiyle değil, aynı zamanda ahlaki değerlerle ve yüksek sorumluluk bilinci ile yetiştiriyorlar. Ömürlerini, yeni nesillere ışık olmak için harcıyorlar. Dolayısıyla bizler eğitime adanmış her hayata minnettarız.
Bu anlamlı gün vesilesiyle, görevini büyük bir özveriyle sürdüren tüm öğretmenlerimize teşekkür ediyor, emekli öğretmenlerimize saygılarımı sunuyor, ebediyete irtihal eden öğretmenlerimizi ise rahmetle yâd ediyorum.
Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı ve gençlerimizi bilgiyle, sevgiyle ve özveriyle yetiştiren tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutluyorum.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Borusan Grubu, kadına yönelik şiddete karşı farkındalık yaratmak için 25 Kasım’a özel hazırladığı “Ne Çok Şey Var” filmiyle herkese sesleniyor. “Şiddetin önüne geçmek için bekleme, gözünü aç, görmezden gelme” mesajını veriyor.
Kadınların güçlendirilmesi, iş hayatındaki temsilinin artırılması ve her alanda eşit haklara sahip olmaları konusunda uzun yıllardır Borusan Eşittir Platformu altında çalışmalar yürüten Borusan Grubu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında etkileyici bir kampanya filmine imza attı. “Ne Çok Şey Var” isimli film izleyicilere derin anlamlar taşıyan bir hikâye sunuyor.
Film, kadınların başarıya ulaşabileceği, deneyimleyebileceği ve yaşayabileceği sayısız güzel ânı vurgularken, hayatın hiçbir anında ve alanında şiddetin yeri olmadığına dikkat çekiyor. Bu çarpıcı filmde Borusan herkese “Hayatta kadınları bekleyen ne çok şey var. Şiddet hariç! Kadına yönelik şiddetin önüne geçmek için sen de bekleme. Gözünü aç, görmezden gelme.” mesajıyla çağrıda bulunuyor.
Borusan Grubu web sitesi ve sosyal medya hesaplarında yayınlanan film LİNK, toplumda kadınlara yönelik şiddete karşı daha fazla farkındalık yaratılmasına ve bu konuda duyarlılığın artırılmasına katkı sağlamayı amaçlıyor.
Kampanya filmiyle ilgili olarak Borusan Holding İnsan, İletişim, Sürdürülebilirlik Grup Başkanı Nursel Ölmez Ateş şu değerlendirmede bulundu: “Borusan Grubu olarak, kadınların güçlenmesi ve eşit haklara sahip olması için uzun yıllardır Borusan Eşittir Platformumuz çatısı altında çalışmalar yürütüyoruz. Kadına ve tüm canlılara yönelik şiddete karşı farkındalık yaratarak toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda daha duyarlı bir toplum oluşturulmasını hedefliyoruz. ‘Ne Çok Şey Var’ filmimizle, bu sorunun çözümünde hepimizin sorumluluğu olduğunu bir kez daha hatırlatmak istedik. Şiddete karşı sessiz kalmayarak ‘gözünü aç, görmezden gelme’ diyoruz.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Bakırköy Belediye Başkanı Doç. Dr. Ayşegül Ovalıoğlu, Avcılar Belediyesi’nin düzenlediği ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Acil Eylem Çalıştayı’na katıldı.
Çalıştayda konuşan Başkan Ovalıoğlu, “Kadınların sesi olmak, onların yanında durmak ve şiddetsiz bir toplum inşa etmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Her kadının güçlü, güvende ve eşit olduğu bir dünya kurmaya kararlıyız” diyerek çalıştayı düzenleyen Avcılar Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara’ya teşekkür etti.
Ülkenin en büyük sorunlarından biri olan kadına yönelik şiddetin karşısında durarak her türlü çalışmanın içinde bulunan Bakırköy Belediye Başkanı Doç. Dr. Ayşegül Ovalıoğlu, Avcılar Belediyesi’nin düzenlediği ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Acil Eylem Çalıştayı’na katıldı. ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Şiddetle Mücadele Stratejileri, Kadın Hakları ve Yasal Güvenceler: Şiddete Uğrayan Kadınların Hukuki Korunması, Ekonomik Bağımsızlık ve Kadın Güçlendirme Politikaları, Medya, Dil Ve Toplumsal Algı: Şiddetin Normalleştirilmesine Karşı Mücadele, Yerel Yönetimlerin Rolü: Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Belediyelerin Faaliyetleri, Kadın Örgütlülüğü ve Sivil Toplumun İş Birliği, Kriz Anlarında Kadınlar: Afet, Kriz Dönemi Ve Şiddetle Mücadele, Psikolojik Şiddet ve Kadınlar: Sessiz Tehdidin Yıkıcı Sonuçları’ konularının masaya yatırıldığı çalıştayda Başkan Ovalıoğlu’na Avcılar Belediye Başkanı Utku Caner Çaykara’nın eşi Asiye Çaykara eşlik etti. Çalıştaya çok sayıda STK katıldı.
“Kadınların toplumun her alanında eşit, güvenli ve onurlu bir şekilde var olabilmesi hepimizin ortak sorumluluğudur”
Çalıştayda konuşan Bakırköy Belediye Başkanı Doç. Dr. Ayşegül Ovalıoğlu, “Bu anlamlı çalıştayda kadına karşı şiddet konusunda değerli katılımcılar ve uzmanlar, görüş ve önerilerini dile getirdiler. Ele alınan konular ve yaşanmakta olanlar bir kez daha gösteriyor ki, ülkemizde adeta bir cinnet hali yaşanıyor. Kadınların, kız çocuklarının ve hatta bebeklerin uğradığı şiddeti acı içinde tecrübe ediyoruz. Kadına yönelik şiddet, mücadele edilmesi gereken en temel insan hakları ihlallerinden biri olarak varlığını sürdürüyor. Bu sorunun merkezine daha derinlemesine inerek çözmek zorundayız. Çünkü kadına yönelik şiddet, sadece kadının yaşam hakkına yönelik bir tehdit oluşturmuyor. Aynı zamanda toplumun refahını ve geleceğini de derinden etkiliyor. Bu nedenle, kadınların toplumun her alanında eşit, güvenli ve onurlu bir şekilde var olabilmesi hepimizin ortak sorumluluğudur. Böylesine ağır bir tabloya rağmen umudumuzu elbette koruyoruz. Çünkü artık daha çok kişiyiz. Daha adil ve eşit bir toplumu inşa etmek için artık kadın- erkek birlikte hareket etme gücümüz var. İşte Avcılar Belediye Başkanımız Sayın Utku Caner Çaykara, tam da bunu kanıtlıyor. “Birlikte Güçlüyüz” diyerek desteklediği Acil Eylem Çalıştayı, kadın-erkek demeden herkesin eşit, onurlu ve güvenli şekilde yaşadığı bir toplum için verilen samimi desteğin kanıtıdır. Başkanıma, bu mücadeleye sunduğu güçlü katkılar için teşekkür ediyorum” dedi.
“Kadına yönelik şiddetin her türüne karşı ‘sıfır tolerans’ ilkesiyle hareket ediyoruz”
“Bakırköy’de de kadına karşı şiddetle mücadele ve toplumsal eşitlik için büyük bir gayret içindeyiz” diyen Başkan Ovalıoğlu, “Göreve geldiğimiz günden bu yana, “Birlikte Yönetim” ilkesiyle hareket ediyoruz. Bu anlayışla, kadına yönelik şiddet sorununun çözümüne de katkı sunmak istiyoruz. Biliyoruz ki, şiddetle mücadele hukuki ve kurumsal bir mesele olmanın yanında toplumsal dayanışmayı gerektiren bir süreçtir. Bireylerin, ailelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve kamu kurumlarının el ele vermesiyle başarıya ulaşabiliriz. Bu hassasiyetlerle kadına yönelik şiddetin her türüne karşı “sıfır tolerans” ilkesiyle hareket ediyoruz. Farkındalık ve bilinçlendirme sağlamak, kadınlar için “Şiddetle Mücadele Rehberi” hazırladık. Bu yayınla, kadınlarımızın haklarını öğrenmelerini ve şiddet karşısında yapabileceklerini bilmelerini istedik. Yayınımızı 25 Kasım Pazartesi günü düzenleyeceğimiz İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa çerçevesindeki konferansta kamuoyunun bilgisine sunacağız ve tüm iletişim kanallarından kadınlarımıza ulaştıracağız. Bu vesileyle, başta Utku başkanım olmak üzere tüm konukları konferansımıza davet ediyorum. Bir diğer önemli adım olarak Bakırköy Belediyesi Eşitlik Birimi’ni kurduk. Bu birimin çatısı altında toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya dönük pek çok projeyi hayata geçirmeye hazırlanıyoruz. Çalışmalarımızı hem ilçemizle, hem de tüm İstanbullularla paylaşacağız” ifadelerini kullandı.
“Cumhuriyet Halk Partili belediyeler olarak, bu küresel çabaya katkı sunmaktan elbette gurur duyuyoruz”
Kadına yönelik şiddete karşı birlik ve beraberlik içinde çalışmaya devam edeceklerini belirten Başkan Ovalıoğlu sözlerini şöyle noktaladı: “Kadına yönelik şiddet, bugün dünya genelinde yaşanan evrensel bir insan hakları sorunu haline gelmiş durumdadır. Bu soruna karşı dünyanın her yerinde verilen mücadelede yerel yönetimlerin üstlendiği rol hayati bir önem taşımaktadır. Cumhuriyet Halk Partili belediyeler olarak, bu küresel çabaya katkı sunmaktan elbette gurur duyuyoruz. Kadınların sesi olmak, onların yanında durmak ve şiddetsiz bir toplum inşa etmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Her kadının güçlü, güvende ve eşit olduğu bir dünya kurmaya kararlıyız.”
“Bu karanlık gerçeği dönüştürmek için omuz omuza olmak güç veriyor”
Çalıştaya katılarak bir dayanışma konuşması gerçekleştiren Asiye Çaykara, “Bugün burada cesaret, direnç ve değişim isteğimizin gücüyle toplandık. Kadına karşı şiddet, yalnızca bireylerin değil; toplumun onuruna dokunan bir meseledir. Bugün burada bu karanlık gerçeği dönüştürmek için omuz omuza olmak güç veriyor. Şiddete karşı yalnız ve çaresiz olmadığımızı, birlikte daha güçlü olduğumuzu göstermek ve şiddete karşı çözüm önerileri üretebilmek için bir aradayız. Şiddetin bahanesi olmaz diyerek bugün bir kez daha İstanbul Sözleşmesi ve onun hukuki dayanağı 6284 yasasının önemini biliyor; uygulanması gerektiğine inanıyorum. Bugün bu salonda, birbirimizi güçlendirecek, yeni yollar ve çözümler üreteceğiz. Ortak aklımızı kalbimizi bugün şiddetle mücadele için birbirinden farklı alanlardan gelen mücadele eden bizlerle buluşturacağız. Bugün, birbirimizi dinleyerek, kenetlenerek, fikirlerimizi paylaşarak, dayanışmamızla bir kez daha iyi ki kadınlar var iyi ki kadın dayanışması var diyeceğiz!” dedi.
“Her gün kız çocuklarının gözlerine bakıyor ve gelecek ışığını görüyorum”
“Bir eğitimci olarak her gün kız çocuklarının gözlerine bakıyor ve gelecek ışığını görüyorum” diyen Çaykara, sözlerine şöyle devam etti: “Aydınlık yarınların habercisi olan bu ışığın sönmemesi için onlara güvenli, eşit ve adil bir dünya bırakmamız gerekiyor. Bunun yolu da bugün burada konuşulan, tartışılan ve hayata geçirilen adımlardan geçiyor. Ve bu değerli tartışmalar sonucu bugün bu kenti yeniden inşa etmenin yollarını, görevlerini çıkaracağımıza ve hep birlikte eşit bir Avcılar yaratacağımıza yürekten inanıyorum.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Gezegenimizdeki iklim krizinden etkilenen tek tür insanlar değil. Dünyanın yaban hayatı, hayvanların yaşam alanları ve onların parçası olduğu ekosistemler de değişimle karşı karşıya kalıyor.
İklim değişikliğinin hayvanların üzerindeki etkilere dair önemli bilgiler paylaşan Fizyoloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Burcu Çevreli, “Hayvan popülasyonlarında, iklim değişikliğine yanıt hem fenotipik esnekliği hem de genetik değişimi (evrim) hem de mevsime bağlı bazı faktörleri içermektedir. Gerçek genetik değişim gösteren hayvanlar arasında, sivrisinek, sincap, kırlangıç ve drosophila (küçük bir sinek) gösterilmektedir.” dedi.
Çevre, beslenme ve mevsimsel değişikliklerin dişilerde östrus (dişi hayvanlarda kızgınlık) aktivitesini, östrus süresini; erkeklerde ise sperm üretimini değiştirerek doğurganlık üzerine etki ettiğini anlatan Dr. Öğr. Üyesi Burcu Çevreli, “Gebe kalma oranları sıcak ve soğuk stresi altında azalır.”dedi.
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Burcu Çevreli, iklim değişikliğinin hayvanların üzerindeki etkilere dair önemli bilgiler paylaştı.
İklim değişiklikleri üremeyi olumsuz etkileyebiliyor
İklim değişikliğinin hayvanların doğum oranları üzerindeki genel etkilerine işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Burcu Çevreli, hayvan ortamının sıcaklık, nem, radyasyon ve rüzgâr gibi iklimsel faktörlerden etkilendiğini, iklimdeki uç noktaların hayvan ile çevresi arasındaki enerji transferini değiştirerek üremeyi olumsuz etkileyebildiğini dile getirerek, “Gün uzunluğuna adaptasyon (fotoperiyodizm) değişir. Bunun anlamı; davranışı, fizyolojiyi, gelişimi veya üremeyi düzenlemek için gün veya gece uzunluğunu değerlendirme yeteneğinin değişmesidir.” dedi.
İklim değişikliği hangi hayvan türlerini daha fazla etkiliyor?
Fotoperiyodik yanıtın değişmesiyle böcek, amfibi, kuş ve memeli türlerinin etkilendiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Burcu Çevreli, “İklimdeki enlemsel eğim, yaz sıcağından çok kış soğuğundan kaynaklanır. Sonuç olarak, yakın zamanda gerçekleşen hızlı iklim değişikliğine başarılı bir şekilde uyum sağlamanın, termal tolerans gelişmesinden önce genetik olarak değişimin başlaması beklenmektedir.” diye konuştu.
İklim değişikliği hayvanların doğum oranlarını nasıl etkiliyor?
Doğru fizyolojik, gelişimsel veya üreme koşullarında doğru zamanda ve yerde olmanın mevsimsel değişimlerde yaşamı sürdürmenin temel bir bileşeni olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Burcu Çevreli, “Deniz, tatlı su ve karasal yaşam alanlarındaki çok çeşitli omurgalılar ve omurgasızlar, yaşam öykülerindeki önemli olayların mevsimsel geçişlerini tahmin etmek ve bunlara hazırlanmak için fotoperiyodizmi kullanırlar. Belirli bir fotoperiyodik yanıt, gelişme, göç etme, üreme veya uykuda kalma için en uygun mevsimsel zaman için evrimsel zaman boyunca doğru seçilime dayanmaktadır.” şeklinde konuştu.
Fenotipik esneklik…
İklim değişikliğine karşı başlangıçta, hayvanların bireysel olarak geliştirdikleri belirli tepkileriyle başa çıktıklarını dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Burcu Çevreli, şöyle devam etti:
“Buna fenotipik esneklik adı verilmektedir. Bir popülasyondaki her bir bireyin önceden belirlenmiş bir fenotipik rezervleri vardır; bazı bireyler büyük çevresel değişikliklere uyum sağlayabilir; diğer bireyler yalnızca dar bir çevresel değişiklik aralığına tahammül edebilir. İklim değişikliği devam ettikçe, gelişme, üreme, göç ve uykuda kalma zamanlaması için değişen koşullar bireysel esnekliğin sınırlarını aşarak, popülasyonlarda genetik değişim için seçilim meydana getirecektir.”
Sonuç olarak, hayvan popülasyonlarının varlığını sürdürme yeteneğinin, popülasyonlar içindeki genetik çeşitliliğin kaynakların, mutasyon ve göçle oluşan ek çeşitliliğe bağlı olacağını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Burcu Çevreli, “Hayvan popülasyonlarında, iklim değişikliğine yanıt hem fenotipik esnekliği hem de genetik değişimi (evrim) hem de mevsime bağlı bazı faktörleri de içermektedir. Gerçek genetik değişim gösteren hayvanlar arasında, sivrisinek, sincap, kırlangıç ve drosophila (küçük bir sinek) gösterilmektedir.” dedi.
İklim değişikliği hayvanların üreme yeteneklerini nasıl etkiliyor?
Çevre, beslenme ve mevsimsel değişikliklerin dişilerde östrus (dişi hayvanlarda kızgınlık) aktivitesini, östrus süresini; erkeklerde ise sperm üretimini değiştirerek doğurganlık üzerine etki ettiğini anlatan Dr. Öğr. Üyesi Burcu Çevreli, “Gebe kalma oranları sıcak ve soğuk stresi altında azalır. İklim değişikliğine uyum açısından, üreme zamanlamasındaki esneklik, birçok ötücü kuşta nispeten yüksek görünmektedir çünkü farklı yıllarda bazı bireyler yerel hava koşullarına yanıt olarak üreme tarihlerini neredeyse bir ay değiştirebilirler.” diye konuştu.
Sıcak hava ve aşırı hava olaylarındaki artış evcil hayvan obezitesini daha da kötüleştirebilir
İklim değişikliğinin hayvanların davranışlarını da etkilediğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Burcu Çevreli, “Çoğu hayvan türü ilkbahar sıcaklıkları arttığında üremeye başlasa da tüm bu davranışları etkilenmesi; yağış, yiyeceğe erişim, üreme yoğunluğu ve fotoperiyot ve hormonlar gibi çeşitli faktörlerin etkisi altındadır. Gün uzunluğundaki küçük değişikliklerin üremeyi başlattığı ve çöl iklimine sahip bölgelerde yaşayan hayvanlarda ise çevre koşullarına bağlı olarak daha esneklik görülmektedir. Bir başka zarar da insanların hayvan bakım davranışlarını değiştirerek değişen iklime tepki vermelerinden kaynaklanabilir. Sıcak hava ve aşırı hava olaylarındaki artış, refakatçi köpekler için egzersiz fırsatlarının azalmasına yol açabilir, bu da evcil hayvan obezitesini daha da kötüleştirebilir.” şeklinde konuştu.
İklimdeki aşırı sıcaklık değişimlerinin; hayvan ile çevresi arasındaki enerji transferini değiştirerek sıcak veya soğuk stresine neden olduğuna da dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Burcu Çevreli, “Hayvanların her türlü davranışı etkilenmektedir.” dedi.
Ekosistemler hayvanlar aracılığı ile nasıl sürdürülüyor?
Gezegenimizdeki iklim krizinden etkilenen tek türün insanlar olmadığını, dünyanın yaban hayatı, hayvanların yaşam alanları ve onların parçası olduğu ekosistemlerin de değişimle karşı karşıya kaldığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Burcu Çevreli, “Bol bitki ve ağaçların bulunduğu sağlıklı ekosistemler, atmosferdeki karbonu emer ve depolar. Dolayısıyla doğayı korumak veya restore etmek, iklim değişikliğini durdurma yarışında güçlü bir araçtır. Sağlıklı ekosistemler aynı zamanda suyu filtreler, sellere karşı tampon görevi görür, afetlerin etkisini azaltır, toprak sağlığını iyileştirir ve zengin biyolojik çeşitliliği destekler. Neredeyse tüm hayvanlar, biyolojik çeşitliliğin güvence altına alınmasında ve yaşam alanlarının korunmasında hayati roller oynarlar.” ifadesinde bulundu.
Dünya çapında serbest dolaşan kedi popülasyonu tahminleri 480 milyon
Evcil hayvanların toplumda ve dünya ekonomisinde önemli bir rol oynadığını da işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Burcu Çevreli, “Evcil hayvanlara ilişkin küresel tahminler bilinmemekle birlikte, 2018 yılında dünya çapında 373 milyondan fazla kedi ve 471 milyon köpeğin evcil hayvan olarak beslendiği tahmin edilmektedir. Dünya çapında serbest dolaşan evcil köpeklerin sayısı tahminen 700 milyon ila 1 milyar arasındadır ve dünya çapında serbest dolaşan kedi popülasyonu tahminleri 480 milyonun üzerindedir.” diye konuştu.
Bulaşıcı hastalıkların artmasına da yol açtı
İklim değişikliğinin küresel etkilerinden birinin de vektör kaynaklı türlerin ve zoonotik hastalıklar da dahil olmak üzere bulaşıcı hastalıkların yayılmasının artması olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Burcu Çevreli, “İklim değişikliği, vektör kaynaklı türlerinin coğrafi aralığının genişlemesine veya değişmesine izin vererek, daha fazla hayvan ve insan popülasyonunu hastalıklara ve bilinmeyen yeni ortaya çıkan zoonozlara maruz bırakmıştır. Benzer şekilde, iklim değişikliği ekosistemlerin taşıma kapasitesini etkileyerek konakçı veya vektör türlerin popülasyon yoğunluğunu değiştirebilir. Artan sıcak havanın kenelerin ve Lyme hastalığı gibi kene kaynaklı hastalıkların yaygınlığını artırdığı tespit edilmiştir. Kalp kurdu enfeksiyonlarının da iklim ve hava koşullarına göre değiştiği tespit edilmiştir.” şeklinde sözlerine ekledi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı