33,9974$% 0
37,5998€% 0.31
2.750,79%0,23
4.556,00%0,22
1977743฿%2.88337
İstanbul’un gözde semti Kadıköy Acıbadem’de 12 Haziran 2017’yi 13 Haziran’a bağlayan gece yarısı silah sesleri yükseldi. Polis bir eve operasyon düzenliyordu.
Operasyon Acıbadem’deki sitede yaşayan Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (TAYAD) üyesi İnanç Özkeskin’in, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya bombalı suikast hazırlığında olduğu iddia ediliyordu.
91 yaşındaki alzhemier hastası Nevzat Özkeskin ve 80 yaşındaki anne Güneş Ayşe Özkeskin’in yaşadığı eve yapılan operasyona katılan 42 polisten 38’i tarafından imzalanan tutanağa göre o gece şunlar yaşandı:
Saat 00.58’de dairenin kapısı çalındı. “Polis, açın kapıyı!” şeklinde uyarı yapıldı. Daireden ayak sesleri gelmesine rağmen kapının açılmaması üzerine ve delillerin karartılması veya dairedeki kişilerin polislere saldırı düzenlemesi ihtimaline karşı daire kapısı koçbaşı yardımıyla açıldı.
Daireye giren polisler antrede yaşlı bir kadın (başvurucu) ile orta yaşlı bir erkek (İ.Ö.) görmüştür. Polisi fark eden erkek şahıs sağ taraftaki koridora koşarak soldaki ilk odaya girmiştir. Yaşlı kadını salona alan polisler erkek şahsın bulunduğu odanın kapısına balistik kalkan ile kontrollü bir şekilde yaklaşınca erkek şahıs hedef gözeterek polislere ateş etmiştir.
Erkek şahsın “Polis, at silahını, teslim ol!” şeklindeki uyarılara mukabil hedef gözeterek silahla ateş etmeye devam etmesi üzerine polisler silahla ateş ederek erkek şahsı etkisiz hâle getirmiştir.”
ANNE: “3 EL SİLAH SESİ DUYDUM”
İnanç Özkeskin’in annesi Güneş Ayşe Özkeskin ise savcılık ifadesinde geceyi şöyle anlattı:“Ben Alzhemier hastası olan eşim ve oğlum ile birlikte (olayın yaşandığı) adreste ikamet ederim. Gece saat 00.30 sıralarında evde hep birlikte bulunduğumuz sırada kapımız şiddetli bir şekilde çaldı. Daha doğrusu kapı sanki çalmıyordu sert ve büyük bir cisimle kapıya vuruyorlardı.
Bu sırada oğlum ve eşim uyuyordu. Ben uyanıktım. Kapıya doğru yöneldim. Kapıyı açacağımı söyledim. Hatta kapı kilitlerini çevirdim. Bu sırada ‘polis’ dediler. Benim açmama fırsat kalmadan kapıyı kırarak içeriye girdiler.
İlk başta kamuflajlı yüzleri maskeli ellerinde uzun tüfekleri olan iki şahıs girdi. Elindeki kalkanı portmentonun önüne bıraktı. Beni karşı odaya salona ittirdiler.
Ne olduğunu anlayamadım. Sadece üç el silah sesi duydum. Sonrasında bir sessizlik oldu… Daha sonra üç adet merminin oğlumun cesedinin üzerinden çıktığını öğrendim.
Polisler bu şekilde her hangi bir uyarı yapmadan oğlumu evin içerisinde vurup öldürmüşlerdi. Evde kesinlikle çatışma olmadı. Zaten çatışma olsaydı. Polis elindeki kalkanını neden bıraksın.”
ÖLÇÜLÜ OLUP OLMADIĞI DEĞERLENDİRİLMEDİ
İnanç Özkeskin’in annesi Güneş Ayşe Özkeskin, soruşturma sonunda kovuşturmaya gerek olmadığı kararı verilince Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.
Anne, polisin silahlı güç kullanımı sonucu oğlu İ.Ö. nün meydana gelen ölümü ve bu olay hakkında yürütülen ceza soruşturmasının etkisizliği nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiğini savundu.
Yüksek Mahkeme yaptığı inceleme sonunda, üye Muhterem İnce’nin karşı oyuna karşı oyçoğunluğuyla silahlı güç kullanımı sonucunda meydana gelen ölüm olayında meşru savunma hakkının bulunduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olsa bile, kararda, yaşam hakkına yönelik müdahalenin ölçülülüğüne yönelik bir değerlendirmeye yer verilmediğinden yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiği sonucuna ulaştı.
“90 BİN TL TAZMİNAT ÖDENMESİNE…”
Anayasa Mahkemesi şu hükmü kurdu:
Bursa’da çifte Bursa’da çifte cinayet böyle ortaya çıktı! böyle ortaya çıktı…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.