34,6549$% 0.02
36,4363€% 0.15
2.951,13%0,68
4.972,00%0,10
3230581฿%-0.10154
10 Mayıs 2023 Çarşamba
Kaspersky, kısa süre önce kolluk kuvvetleri INTERPOL ve AFRIPOL’e Afrika bölgesindeki siber suçları engellemek için ortak çabasına yardımcı oldu.
“Serengeti” olarak adlandırılan operasyon, fidye yazılımları ve ticari e-postaların ele geçirilmesi (BEC) saldırıları gibi siber suçlarla bağlantısı olduğundan şüphelenilen 1.000’den fazla kişinin tutuklanmasını sağladı. Söz konusu suçların, dünya genelinde yaklaşık 193 milyon ABD doları tutarında mali kayba neden olduğu ifade ediliyor.
Afrika hızlı bir dijitalleşme sürecinden geçerken, kıtadaki siber suç tehdidi de artıyor. Özellikle Afrika bölgesinde fidye yazılımları, diğerlerinin yanı sıra kritik altyapıları, finans kurumlarını ve üretim tesislerini hedef alan önemli bir saldırı vektörü olarak ortaya çıktı. Kaspersky verilerine göre, 2024 yılının ilk 10 ayında Afrika’da 165 binden fazla fidye yazılımı saldırısı tespit edildi. Bölgedeki kullanıcıları ve kuruluşları hedef alan diğer göze çarpan siber tehditler arasında casus yazılımlar ve parola hırsızları yer alıyor.
INTERPOL’ün 2024 Afrika Siber Tehdit Değerlendirme Raporu’nda (2024 Africa Cyber Threat Assessment Report) öne çıkan tehditler olarak tanımlanan fidye yazılımı operasyonları, BEC saldırıları, dijital gasp ve çevrimiçi dolandırıcılık gibi siber suçlarla bağlantılı 134 bin 89 kötü niyetli altyapı ve ağ, 2 Eylül – 31 Ekim tarihleri arasında yürütülen Serengeti Operasyonu ile ortadan kaldırıldı.
Kaspersky, tehdit aktörleri, fidye yazılımı saldırıları ve bölgeyi hedef alan kötü amaçlı yazılımlar hakkındaki verilerin yanı sıra Afrika’daki kötü amaçlı altyapılar için güncel tehlike göstergeleri (IoC’ler) hakkında bilgi paylaşarak operasyona katkıda bulundu. Afrika ülkelerini hedef alan kötü amaçlı yazılımlar arasında Brezilya’nın tanınmış bankacılık Truva atı Grandoreiro da vardı. Kaspersky kısa süre önce Güvenlik Analisti Zirvesi’nde bu truva atıyla ilgili yeni bulgular yayınladı. Ayrıca, Afrika’daki kuruluşlara yönelik saldırılarda tespit edilen fidye yazılımı aileleri arasında LockBit, Rhysida ve Medusa da yer aldı. Operasyon ayrıca soruşturulan siber suçların 35 binin üzerinde mağdurunun tespit edilmesiyle sonuçlandı.
INTERPOL Genel Sekreteri Valdecy Urquiza şunları söyledi: “Çok seviyeli pazarlama dolandırıcılığından endüstriyel ölçekte kredi kartı dolandırıcılığına kadar, siber saldırıların artan hacmi ve karmaşıklığı ciddi bir endişe kaynağı haline geldi. Serengeti Operasyonu birlikte çalışarak neler başarabileceğimizi gösteriyor. Sadece bu operasyon kapsamındaki tutuklamalar bile gelecekteki sayısız potansiyel kurbanı gerçek kişisel ve mali acılardan kurtaracaktır. Bunun buzdağının sadece görünen kısmı olduğunu biliyoruz. Bu nedenle dünya genelinde bu suç gruplarını hedef almaya devam edeceğiz.”
AFRIPOL İcra Direktörü Vekili Büyükelçi Jalel Chelba, şunları ekledi: “Serengeti aracılığıyla AFRIPOL, Afrika Birliği Üye Devletlerinde kolluk kuvvetlerine yönelik desteği önemli ölçüde arttırdı. Önemli tutuklamaları kolaylaştırdık ve siber suç trendlerine ilişkin içgörüleri derinleştirdik. Odak noktamız artık yapay zekaya dayalı kötü amaçlı yazılımlar ve gelişmiş saldırı teknikleri gibi yeni ortaya çıkan tehditleri de içeriyor.”
Kaspersky Global Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı Yuliya Shlychkova, “INTERPOL ve AFRIPOL tarafından düzenlenen bu çok paydaşlı operasyona katkıda bulunmaktan gurur duyuyoruz. Afrika’daki tehdit ortamının ortaya çıkan dinamikleri, akut siber güvenlik risklerini azaltma konusunda daha güçlü bir bölgesel diyalog gerektiriyor. Kaspersky, INTERPOL ve AFRIPOL’ün Afrika genelinde siber suç saldırılarını önleme ve engelleme çabalarını güçlü bir şekilde destekliyor ve kıtada daha siber dirençli bir ortam yaratmaya yönelik bütünsel yaklaşımı paylaşıyor” dedi.
INTERPOL ve AFRIPOL ile işbirliği sayesinde Kaspersky, Afrika bölgesinde daha siber-duyarlı bir ortamın geliştirilmesine aktif olarak katkıda bulunuyor. INTERPOL liderliğindeki Synergia II operasyonu dahil olmak üzere Afrika’daki ortak operasyonların geniş kaydına ek olarak Kaspersky, Kaspersky’nin yerel siber tehditler ve siber suç eğilimleri hakkındaki kapsamlı verilerini kuruluşla paylaşarak kıtada daha güvenli bir siber ortam yaratmadaki rolünü daha da güçlendirmek için yakın zamanda AFRIPOL ile beş yıllık bir işbirliği anlaşması imzaladı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Dünya çapında önde gelen ölüm nedenlerinden biri olan Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı yani KOAH’ın her yıl üç milyon insanın ölümüne yol açtığı tahmin ediliyor. Nefes darlığı, öksürük ve balgam çıkarmanın KOAH’ın en yaygın belirtileri arasında yer aldığını paylaşan Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Tayfun Çalışkan, “KOAH’ın en sık karşılaşılan nedeni tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı olsa da genetik faktörler, hava ve çevre kirliliği de hastalığın gelişiminde çok önemli” dedi.
KOAH’ın kamuoyu ve hatta bazı hekimler tarafından yeterince iyi bilinmediği için tam olarak teşhis edilemeyen ve yanlış ya da eksik tedavi edilen bir hastalık olduğunu belirten Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Tayfun Çalışkan, “Oysa hastalığın erken evredeki doğru tanısı, halk sağlığı için oldukça önemli. Genellikle tütün ürünlerinin kullanımı ve zararlı partikül veya gazlara maruziyet ile ortaya çıkan bu hastalığın önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğu unutulmamalı” diye konuştu.
Hava ve çevre kirliliği KOAH riskini artırıyor
Hastalığın erkeklerde daha fazla görüldüğü sanılsa da son yıllarda yapılan çalışmalara göre kadın ve erkeklerde neredeyse aynı oranda ortaya çıktığını hatta kadınların sigaranın zararlı etkilerine karşı daha duyarlı olduklarının altını çizen Doç. Dr. Tayfun Çalışkan, “Sigara, puro ve nargile gibi maddelerin kullanımı, meslek sebebiyle toz ve kimyasallara maruz kalma, evde biyomas yani tarım ve hayvansal atıktan yapılan yakıtlarla ısınma ya da yemek pişirme gibi etmenlere bağlı oluşan hava kirliliği ve genetik yatkınlık gibi faktörler bu akciğer hastalığına yakalanma riskini artırıyor” dedi.
Hastalığın erken evre belirtileri dikkate alınmalı
Hastalığın genellikle orta-ileri yaş grubunda yaygın olduğunu ve yavaş ilerlediğini ifade eden Çalışkan, “Bu nedenle KOAH’lı hastalar erken dönemdeki semptomlarını genellikle sigara içmenin veya yaşlanmanın doğal sonucu olarak görürler. Şikayetlerin belirgin hale gelince doktora başvurulması tedaviyi zorlaştırır çünkü bu durum hastalığın ileri evrelerde olduğunun göstergesidir. Tanısının solunum yani nefes testleriyle konduğu KOAH’ın tedavisinde; sigarayı bırakmaya yönelik medikal tedaviler, egzersiz eğitimi, hayat kalitesinin iyileştirilmesi, çeşitli aşılamalar, oksijen tedavisi ve son olarak da valf, koil gibi girişimsel pulmonoloji uygulamaları yer alır” açıklamasında bulundu.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Ege Üniversitesi (EÜ) Tekstil ve Konfeksiyon Araştırma ve Uygulama Merkezi (TEKAUM) Deney (Fiziksel, Kimyasal ve Yıkama) Laboratuvarları, Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) tarafından yapılan denetim sonucunda beşinci kez akreditasyonunu yeniledi.
Merkez Müdürü Prof. Dr. Arif Taner Özgüney, Merkez Müdür Yardımcıları Prof. Dr. Gamze Süpüren Mengüç ve Doç. Dr. Gözde Ertekin, Kalite Yöneticisi Dr. Fatma Gündüz Balpetek, Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak’ı makamında ziyaret ederek Akreditasyon Belgesini takdim ettiler.
Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, akreditasyonun önemine dikkat çekerek “Ege Üniversitesi olarak hem kurumsal düzeyde hem de birimler düzeyinde kalite ve akreditasyon çalışmalarına büyük önem veriyoruz. Tam akredite, öğrenci odaklı bir araştırma üniversitesi olarak kalite ve akreditasyon çalışmalarını bir kültüre dönüştürdük ve sürdürülebilir bir konsepte taşıdık. Şunu özellikle vurgulamak isterim ki, tüm birimlerimiz bu kültür kapsamında kalite çalışmalarını sürdürmektedir. Ege Üniversitesi, hem eğitim-öğretim hem de araştırma-geliştirme alanlarında kalitesi tescillenmiş bir yükseköğretim kurumu konumundadır.” diye konuştu.
TEKAUM’un TÜRKAK denetimlerinden başarıyla geçtiğini belirten Rektör Prof. Dr. Necdet Budak, “Merkezimiz, ülkemizin birçok kurum ve kuruluşunun testlerini gerçekleştirmektedir. Türk Tekstil ve Hazır Giyim Sanayinin üretim verimliliğini ve kalitesini artırma, yeni ürün tiplerinin geliştirilmesi ve ulusal standartlara uyumun sağlanması konularında öncü araştırmalar ve projeler yürütmektedir. TEKAUM laboratuvarları, Ege Üniversitesi markasının güvenilirliği ve Türk Standartları Enstitüsü tarafından belirlenen kriterler doğrultusunda uluslararası kalite standartlarında hizmet sunmaktadır. TÜRKAK tarafından yapılan denetimler sonucunda laboratuvarlarımız bir kez daha akredite edilmiştir. Bu vesileyle merkezimiz yönetimini tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum.” dedi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Mahalle Buluşmaları kapsamında Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Beşevler Mahallesi’ni ziyaret etti. Vatandaşların talep ve önerilerini dinleyen Başkan Şadi Özdemir, katılımcı belediyeciliğin önemine vurgu yaptı.
Nilüfer Belediyesi’nin katılımcı belediyecilik anlayışını yaymak, yatırımları yerinde anlatmak, vatandaşların talep ve önerilerini yerinde dinlemek için başlattığı Mahalle Buluşmaları devam ediyor. Daha önce Çalı ve Ataevler Mahalleleri’nde gerçekleşen ‘Şadi Başkan Mahallende Söz Sende’ programı bu defa Beşevler Mahallesi’ndeydi.
Beşevler Mahallesi Muhtarlığı önünde gerçekleşen programa Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’in yanı sıra başkan yardımcıları, meclis üyeleri, birim müdürleri ve muhtarlar da katıldı. Başkan Şadi Özdemir ile birebir görüşen vatandaşlar, ulaşımdan parklara, atıklardan otopark sorununa, ekonomik desteklerden kentsel dönüşüme ve kreşlere kadar farklı konulardaki talep ve önerilerini paylaştı. Başkan Şadi Özdemir, mahalle ilgili yaptıkları çalışmaları belirterek, gerçekleştirmek istedikleri projelerden de bahsetti. Programda gençlerin ve çocukların yoğun ilgisi ile karşılaşan Başkan Şadi Özdemir, günün anısına onlarla da fotoğraf çektirdi.
Görüşmeye gelen vatandaşlara teşekkür eden Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, katılımcı belediyeciliğin önemine vurgu yaptı. Beşevler Mahalle Muhtarı Erol Yılmazer ile de görüşen Başkan Şadi Özdemir, katkılarından dolayı teşekkür etti.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Antalya Büyükşehir Belediyesi ekipleri Akseki ilçesi Dipsiz Göl Mevkii Hocalı Yaylası’nda yoğun kar yağışının ardından yayladaki evlerinde mahsur kalan 3 aileyi kurtardı. Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı ekipleri karla kaplı 30 kilometrelik yolu iş makineleriyle açarak, mahsur kalan ailelere ulaştı. Ekipleri karşılarında gören aileler büyük sevinç yaşadı.
Antalya’nın yüksek kesimlerinde etkili olan kar yağışı hayatı olumsuz etkilerken Antalya Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı ekipleri de yol açma çalışmaları ile birlikte olumsuzlukları gidermeye çalışıyor. Antalya’nın doğu ilçelerinde yazın hayvancılık için yaylalara çıkan vatandaşlar da havaların sıcak gitmesine aldanarak, yayla sezonunu uzatınca, ani bastıran kar yağışına hazırlıksız yakalandı.
YAYLADA MAHSUR KALDILAR
Akseki’nin Konya sınırındaki Hocalı Yaylası’nda yaşayan Köken ve Külahlı aileleri de kar yağışı ve tipi yolları karla kaplayınca yayladaki evlerinde mahsur kaldı. Manavgat Hocalı Mahallesi’ndeki evlerine dönemeyen Yusuf Köken, Hüseyin Köken, Ali Külahlı ailelerinin yardımına Antalya Büyükşehir Belediyesi ekipleri yetişti. Gelen ihbar üzerine hemen harekete geçen ekipler, zorlu şartlar altında dört saatlik uğraş sonucu greyder, kepçe, kamyon ve diğer ekipmanlarla birlikte kar kürüyüp yol açarak, 9 kişilik üç aileye ulaştı.
AİLELER BÜYÜK SEVİNÇ YAŞADI
Aileler Büyükşehir ekiplerini karşılarında görünce büyük sevinç yaşadı. Geçimini hayvancılıkla sağlayan ve havaların sıcak gitmesi nedeniyle yayladan dönmeyen aralarında çocukların da bulunduğu 9 vatandaş, Antalya Büyükşehir Belediyesi ekiplerince kurtarılmanın heyecan ve mutluluğunu yaşadı. Mahsur kalan vatandaşlar, yardımlarına koşan Antalya Büyükşehir Belediyesi ekiplerine ve Başkan Muhittin Böcek’e teşekkür etti.
TİPİ ALTINDA 30 KM YOL AÇMA ÇALIŞMASI
Antalya Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Daire Başkanlığında görevli greyder operatörü İlhan Yılmaz, gelen ihbar üzerine harekete geçtiklerini belirterek yaşananları şöyle anlattı: “9 vatandaşın mahsur kaldığı yönünde bize bir ihbar geldi. İhbarın hemen ardından harekete geçtik ama şartlar zordu. Tipi vardı. Eksi 7 dereceyi gördük. Uzun uğraşlar sonucu vatandaşlarımıza ulaştık. Manavgat’taki evlerine sağ salim ulaşmalarını sağladık” dedi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı