35,2068$% 0.3
36,7672€% 0.92
2.968,33%1,32
4.853,00%0,96
3452096฿%5.36212
21 Aralık 2024 Cumartesi
Her çocuğun okul öncesinde çağdaş ve nitelikli bir eğitim alma hakkı olduğunu savunan Osmangazi Belediyesi, Osmangazi’ye kazandırmaya devam ediyor.
Hayırsever Bakgör ailesinin desteğiyle inşa edilecek olan Hacı Remziye Bakgör Kreşi’nin temeli Küçükbalıklı Mahallesi’nde atıldı.
Osmangazi Belediyesi, okul öncesinde çocukların eğitim ihtiyacını karşılayacak, aile ekonomisine destek vermek için çalışan annelere kolaylık sağlayacak olan keşlere bir yenisini daha ekliyor. Hamitler, Yunuseli ve Küplüpınar mahallelerinin ardından ilçeye kazandırılan dördüncü kreşin temeli Küçükbalıklı Mahallesi’nde atıldı. Hacı Remziye Bakgör’ün isminin yaşatılacağı kreş, çağdaş eğitim standartlarına uygun olarak tasarlandı. Kreş, toplam 666 metrekare alan üzerine iki katlı olarak inşa edilecek. Kreşin ilk katında, derslikler, yemekhane, etkinlik ve oyun alanları gibi çocuklar için oluşturulan bölümler yer alacak. Binanın ikinci katı ise çok amaçlı salon olarak hizmet verecek.
Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’ın ev sahipliğinde gerçekleştirilen temel atma törenine Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, CHP Parti Meclisi Üyesi Canan Taşer, CHP Osmangazi İlçe Başkanı Cengiz Çelikten, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Saldız, İş İnsanı Veysel Bakgör, siyasi parti temsilcileri, dernek ve sivil toplum kuruluşlarının üyeleri ve yöneticileri, belediye meclis üyeleri, başkan yardımcıları, davetliler ve vatandaşlar katıldı.
Aydın: “Çalışmaya ve hizmet üretmeye devam edeceğiz”
Yoğun bir katılımla gerçekleşen temel atma töreninde konuşan Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, “Göreve başlamamızın ardından beşinci temel atmamızı gerçekleştiriyoruz. İlçemize kazandıracağımız dördüncü kreşin temelini atıyoruz. İlk kreşimizin temelini Mayıs ayında Hamitler mahallesinde attık ve inşaatını kısa sürede tamamlayarak Ekim ayında hizmete açtık. İkinci kreşimizin temelini Yunuseli mahallemizde attık. Küplüpınar mahallesinde üçüncü, bugün de Küçükbalıklı mahallemizde dördüncü kreşin temelini atıyoruz. Yılbaşından sonra da Türkan Saylan Kız Öğrenci Yurdu’nun temelini atacağız. Yapmış olduğumuz temel atmaları ve açılışları, şova yönelik hareket olarak algılayanlar olabiliyor. Ancak şunu bilsinler ki 5 yılın sonunda bu kreşlerde onlarca çocuk eğitim görecek. Vatanına milletine hayırlı işler yapacak çocuklar yetişecek. O yüzden ilçemize kreşler kazandırmayı önemsiyoruz. Daha önce tanışıklığımız olmamasına rağmen, kreş projemizden bahsettiğimizde hayırsever iş insanı Veysel bey, bizlere desteklerini sundu. Kendisine çok teşekkür ediyorum. Bu kreşte, rahmetli anneleri Hacı Remziye Bakgör’ün ismi yaşatılacak. Osmangazi belediyesi olarak, çalışmaya ve hizmet üretmeye de devam edeceğiz” diye konuştu.
Hayırsever iş insanı Veysel Bakgör de, yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi: “Seçimin ardından Erkan Başkanımıza hayırlı olsun ziyaretine gittiğimizde bizlere kreş projesinden bahsetti. Biz de çocuklarımız için büyük önem taşıyan bu projeye destek verme kararı aldık. Sosyal projelere olan desteklerimiz devam edecek. Çocuklarımızın bu kreşte iyi eğitim almalarını ve donanımlı bir şekilde buradan ayrılmalarını temenni ediyorum. Bugün temelini attığımız kreşimizin Bursa’mıza ve Osmangazi’ye hayırlı olmasını, faydalar getirmesini dilerim. Firmam ve ailem adına da böyle güzel bir fırsatı bizlere verdiği için Erkan Başkanımıza teşekkürlerimi sunuyorum.”
Küçükbalıklı Mahalle Muhtarı Cemil Aksu ise, “Mahallemizde kreş ihtiyacı vardı. Bu kreşin mahallemizde inşa edilecek olmasından ve önemli bir eksikliği giderecek olmasından dolayı Erkan Başkanımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Erkan Başkanımızın ilçemize daha nice güzel hizmetlerde bulunmasını temenni ediyorum” dedi.
Konuşmaların ardından Başkan Aydın ve protokol üyelerinin butona basmasıyla birlikte kreş temeline ilk harç döküldü
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Antalya Büyükşehir Belediyesi, meteorolojinin kuvvetli yağış uyarısı üzerine tüm birimleri ile teyakkuza geçti. ASAT ve itfaiye başta olmak üzere Çevre Koruma, Park ve Bahçeler, Fen İşleri ve Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’na bağlı 545 personel, ve 336 araç ve iş makinası yaşanabilecek olumsuzluklara müdahale etmek üzere teyakkuzda bekliyor.
Meteoroloji 4. Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan Antalya ve çevresinde kuvvetli yağış beklendiği uyarısı üzerine Antalya Büyükşehir Belediyesi ekipleri teyakkuza geçti.
Vatandaşın mağdur olmaması için tüm hazırlıkları yapan Büyükşehir Belediyesi
Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi, Park ve Bahçeler Dairesi, Fen İşleri Dairesi ve Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanlıklarına bağlı 212 personel ve 78 araç hazır bekliyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı da 220 personel, 166 araç, 3 bot, 133 motopomp ve 52 dalgıç pompa ile teyakkuzda.
ASAT EKİPLERİ GÖREV BAŞINDA
ASAT Genel Müdürlüğü de 113 Personel, 92 araç ve iş makinası ile olası olumsuzluklara karşı harekete geçti. ASAT ekipleri, Çallı Alt Geçidi başta olmak üzere birçok noktada mazgalları temizleyerek olası bir su baskını yaşanmasına karşı önlem aldı. ASAT ekipleri Kaş Kınık Pazar yerinde yağmurun ardından yaşanan tıkanıklığı da gidererek suyu boşalttı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Ankara Üniversitesi Biyoteknoloji Enstitüsü koordinatörlüğünde, Türkiye’den ve Avrupa’dan farklı üniversite ve sektör temsilcilerinin iş birliğiyle yürütülen ve Avrupa Birliği Erasmus+ Programı kapsamında finanse edilen, “Evrensel Stratejik Gereklilik: Molekülden İlaca” adlı proje ile ilaç sektöründe stratejik öneme sahip uzmanlar yetiştirildi.
COVID-19 pandemisinin ardından ilaç araştırma ve üretim süreçlerinde uluslararası standartlara sahip, eğitimli ve deneyimli bir iş gücü oluşturulması hedefi ile molekülden ilaca uzanan süreçte yenilikçi ve pratik uygulamaları içeren bir yaklaşımla yürütülen proje, Avrupa Birliği tarafından 400 bin Euro bütçe ile desteklendi.
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Kobay A.Ş. ile İtalya’dan Padova Üniversitesi, Portekiz’den Minho Üniversitesi ve Hollanda’dan Transmissible BV’nin de desteğiyle yaklaşık 2 yıl önce hayata geçirilen “Evrensel Stratejik Gereklilik: Molekülden İlaca” adlı projenin kapanış toplantısı, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar, Türkiye Ulusal Ajansı Başkanı İlker Astarcı ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ayar ile proje ortağı akademisyenler ve öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirildi.
Proje Multidisipliner Çalışma ile Yürütüldü
Toplantının başında Biyoteknoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Demet Cansaran Duman, proje ve projenin çıktıları üzerine katılımcılara bilgiler verdi.
Prof. Dr. Duman, COVID-19 pandemisi ile birlikte ilaç ve aşı çalışmalarının ne kadar önemli olduğunun bir kez daha farkına varıldığını aktardı.
Molekülün keşfinden ilaca giden yolda pek çok sürecin gerçekleştiğini belirten Duman, bunun için de multidisipliner bir çalışmaya ihtiyaç olduğunu kaydetti.
Keşif aşamasında biyoloji, moleküler biyoloji, kimya mezunlarının, faz çalışmalarında tıp mezunlarının, ruhsatlama aşamasında ise eczacılık fakültesi mezunlarının daha yetkin olduğunu belirten Duman, “Türkiye’nin neden halen molekülü yok, ilacı yok? Bu süreci el ele vererek tamamlamamız gerekir. Dolayısıyla bütünsel olarak bu ilaç geliştirme aşamasında yetkin insan gücü eksiğimiz ulusal ve uluslararası boyutta oldukça fazla. Bir parçanın ya da iki parçanın keşif aşamasını, araştırma aşamasını, geliştirme aşamasını bilen var fakat bir arada bütünsel ilaç geliştirme konusunda yetkin insan gücümüz maalesef ki eksik. Hem ulusal hem de uluslararası boyutta. COVID 19 bize bunu daha da net bir şekilde göstermiş oldu” ifadelerini kullandı.
Duman, bundan yola çıkarak başlattıkları projenin amaçlarını; ilaç araştırmalarında uzmanlaşmış iş gücü sağlamak, acil ilaç talebi durumlarında deneyimli personeli insanlığın hizmetine hazır hale getirmek, dünyayla aynı anda yenilikçi uygulamalarla ilaç araştırmaları ve Ar-Ge çalışmalarını yapmak ve ülkelerin ilaç araştırma üretim süreçlerinin yarıda kalmaması, araştırmaların sürdürülebilir ve sonlanabilir olmasını sağlamak şeklinde sıraladı.
Duman, koordinatörlüğünü Ankara Üniversitesinin yürüttüğü projede, her biri farklı alanda ilaç geliştirme alanında molekülden ilaca giden yolda her biri farklı uzmanlıklara sahip birçok araştırmacının yer aldığını da kaydetti.
“İlaç Üretim Kültürü İnşa Ediyoruz”
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar da konuşmasında, Ankara Üniversitesinin fen bilimlerinde, sosyal bilimlerde, mühendislikte ve sağlık bilimlerinde çok yetkin akademisyenlere sahip olduğuna dikkat çekti.
Prof. Dr. Demet Cansaran Duman’ın koordinatörlüğünde paydaş üniversiteler ve firmalarla birlikte yürütülen “Evrensel Stratejik Gereklilik: Molekülden İlaca” projesinin, Türkiye Ulusal Ajansı tarafından Avrupa Birliği Erasmus+ Programı kapsamında en yüksek bütçe ile desteklendiğine vurgu yapan Ünüvar, şöyle devam etti:
“Gerçekten çok önemli bir iş yapıyorlar. ‘Molekülden İlaca’ denildiğinde üretim akla geliyor ama biz aslında bir kültür inşası da yapıyoruz. Ne kültürü? İlaç üretim kültürü. Pandemi bize bir şey gösterdi. Siz kendi kendinize yeten ülke olmazsanız mahkûm olursunuz. Ekonomik olarak mahkûm olursunuz. Bir müddet sonra da gerçekten o ilaca ya da tıbbi cihaza erişiminiz olmazsa mağdur olursunuz. Onun için mağdur ve mahkûm olmamak için bizim kendi üretimimizi yapmamız lazım.”
“Savunma Sanayiinde Yaptıklarımızı İlaç ve Tıbbi Cihazda da Yapabiliriz”
Savunma sanayiinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde herkesin gurur duyduğu bir başarı hikayesinin yazıldığını ifade eden Ünüvar, “Savunma sanayiinde dışa bağımlılığımız yüzde 80’lerden yüzde 20’lere düştü. Artık kendi gemimizi, kendi helikopterimizi, kendi silahımızı, kendi savunma sanayii ürünlerimizi üretiyoruz. Savunma sanayiinde yaptıklarımızı ilaç ve tıbbi cihazda da yapabiliriz. Bunları yapmamız lazım. Bunun için gayret göstermemiz lazım. Aslında bu proje ile biz aynı zamanda o makus talihi kırma anlamında da çok önemli bir adım atıyoruz” diye konuştu.
“Elimizden Geldiğince Desteklemeye Devam Edeceğiz”
Türkiye Ulusal Ajansı Başkanı İlker Astarcı da yapılan çalışmanın takdire şayan olduğunu belirterek, “Gerçekten muhteşem bir çalışma olmuş. Ben emeği geçen herkese çok çok teşekkür ediyorum. Ben bu çalışmanın birinci aşama olduğunu düşünüyorum. Devamının gelmesini ümit ediyorum ve gelmesi gerektiğini de düşünüyorum. Dolayısıyla biz vatanımıza, milletimize, insanlığa faydalı olacak bu tür projeleri elimizden geldiğince desteklemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ayar da sorumluluğunu üstlendiği kurumun tam da bunu yapmak istediğini dile getirerek, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Sayın Cumhurbaşkanımızın politikaları gereği dışa bağımlılığı azaltmak, maliyeti düşürmek ve yerli ürünler yaparak dünyaya katkıda bulunmak vizyonuna idareci bir kurum olarak, denetleyici bir kurum olarak biz de katkı vermek istiyoruz. Bu süreci bilen insan sayısını artırarak bunu başarmamız mümkün olacaktır. Bunu başarabilirsek dışa bağımlılığımızı azaltırız, kendi ulusal güvenliğimizi sağlarız.”
Konuşmaların ardından plaket takdimi ve anı fotoğrafı çekimi gerçekleştirildi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Bal kabağının psikolojiye de iyi gelebileceğini dile getiren Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, tüm sağlıklı özelliklerine rağmen, hiçbir besinin tek başına vücuda yarar sağlamadığına dikkat çekti ve “Yeterli ve dengeli bir beslenme programının içinde yer aldığında ve uygun porsiyonda tüketildiğinde bu olumlu etkileri görülebilir.” dedi. Hülya Yiğit ayrıca bal kabağı tüketmeyi sevenler için şekersiz bal kabağı tatlısı tarifi verdi.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, kış aylarında sıkça tüketilen bal kabağının faydaları hakkında bilgi verdi ve sağlıklı bal kabağı tatlısı tarifi paylaştı.
Bal kabağı içerdiği vitaminler ve minerallerle sağlığı destekliyor!
Ülkemizde iklimsel çeşitlilik sayesinde birçok meyve ve sebzenin yetişebildiğini hatırlatan Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, “Kış aylarının gelmesi ile birlikte, turuncu rengiyle iştahımızı kabartan bal kabağı da çevremizde sıkça gördüğümüz sebzelerden biridir.” dedi.
Mevsimsel olarak tatlılarda, çorbalarda veya ana yemeklerde tüketilen bal kabağının mevsiminde tüketildiği için birçok sebzeye göre daha az kimyasal ilaç veya koruyucu madde içerdiğine dikkat çeken Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, “Bal kabağı içerdiği A, C, E vitaminleri, potasyum, magnezyum sayesinde göz sağlığını koruma, cilt sağlığını destekleme ve bağışıklığı güçlendirmeye yardımcı olur. İçerdiği diyet lifi sayesinde bağırsak sağlığını destekler.” şeklinde konuştu.
Bal kabağı tüketmek psikolojiye de iyi gelebilir…
Son zamanlarda yapılan çalışmalarda, bağırsak sağlığının psikolojik durum, stres ve anksiyete üzerinde etkileri olduğunun görüldüğünü aktaran Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, “Bu sonuçları göz önünde bulundurduğumuzda, bal kabağını tüketmek psikolojinize de iyi gelir diyebiliriz. Ayrıca içerdiği bu vitamin, mineral ve diyet lifi kötü kolesterolün dengelenmesine yardımcı olur, kas ve kemik sağlığını olumlu etkiler. Bal kabağının birçok olumlu özelliği olmasına rağmen toplumda bu besine alerjisi olan bireyler de mevcuttur.” açıklamasını yaptı.
Bal kabağının sağlıklı bir sebze olduğunu ancak, hiçbir besinin tek başına vücuda yarar sağlamadığına dikkat çeken Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, yeterli ve dengeli bir beslenme programının içinde yer aldığında, uygun porsiyonda tüketildiğinde bu olumlu etkilerinin görülebileceğini aktardı.
Bal kabağı tatlısı şekersiz de yapılabiliyor…
Bal kabağının çorbalarda ve sebze yemeklerinde tüketilebildiğini ancak tatlı olarak daha sık tercih edildiğini dile getiren Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, sağlıklı ve düşük kalorili bal kabağı tatlısı tarifi vererek sözlerini tamamladı:
“Şekersiz bal kabağı tatlısı için, 2 dilim bal kabağı, 4-5 adet çubuk tarçın, 2 yemek kaşığı tahin ve çekilmiş ceviz kullanılabilir.
Kabakları küp küp büyük parçalar halinde doğrayıp, içine tarçın ekleyerek kabaklar yumuşayıncaya kadar kısık ateşte pişirin. Tarçın tadını seviyorsanız miktarını arttırabilirsiniz. Piştikten sonra üzerine tahin ve ceviz ekleyerek süsleyin. Eğer tatlı isteğiniz yüksekse üzerine 1 tatlı kaşığı bal da ekleyebilirsiniz. Afiyet olsun.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
Karabağlar Kent Konseyi tarafından hazırlanan, ilçedeki kadın cinayetlerinin toplumda yarattığı derin acıyı ve kayıpları gözler önüne seren “Gülümsemesi Yarım Kalan Kadınlar” belgeselinin ilk gösterimi yapıldı.
Yapımı ve kurgusu Cemil Can Gömeç tarafından gerçekleştirilen belgesel, Karabağlar’da katledilen kadınların davalarını takip ederek onların aileleriyle yapılan çalışmalar sonucu ortaya çıkarıldı. Belgesel, öldürülen kadınların geride bıraktığı boşlukları ve adalet arayışlarını konu alırken, dayanışmanın gücünü de ortaya koydu.
Mobilya Akademi’de düzenlenen etkinliğe Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay, Karabağlar Kent Konseyi Başkanı Pelin Erda, CHP Karabağlar İlçe Başkanı Bülent Sözüpek, Karabağlar Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Nurcan Pirgan Çakır, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu İzmir Temsilcisi Tülin Osmanoğulları, Karabağlar Kent Konseyi geçmiş dönem başkanı Alev Ağrı, Kent Konseyi yürütme kurulu üyeleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, meclis üyeleri, belediye başkan yardımcıları ve çok sayıda izleyici katıldı.
“Acılar ilk günkü gibi taze”
Etkinlikte konuşan Karabağlar Kent Konseyi Başkanı Pelin Erda “Belgeseli izlerken gözyaşlarımı tutamadım. Kadın cinayetleri, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanamaması ve cezasızlıkla doğrudan bağlantılı. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmış olabilir ancak kadınları koruma yasaları hâlâ yürürlükte. Bu mücadeleyi büyüterek sürdürmeliyiz” dedi.
Belgesel Dayanışmanın Gücünü Vurguluyor
Karabağlar Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Nurcan Pirgan Çakır ise şiddetin toplumsal boyutuna dikkat çekti. Çakır “Öyle bir şiddet sarmalının içindeyiz ki nereye baksak bir vaka ile karşılaşıyoruz. Ancak belgeseller bu gerçekleri duygularımızı harekete geçirerek geleceğe taşımamıza olanak sağlıyor. Bu yüzden emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.
“Kadınların Gülümsemeleri Yarım Kalmasın”
Karabağlar Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyesi Funda Özdemir ise, “Hiçbir kadının gülümsemesi yarım kalmasın, kimsenin yüreğine bu acı düşmesin. Bu kadınlar yalnızca bir sayı değildi; hayalleri, umutları vardı ama hepsi yarım kaldı” diye konuştu.
“Meydanları terk etmeyeceğiz”
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu İzmir Temsilcisi Tülin Osmanoğulları kadın cinayetlerinin önlenebilir olduğunu vurgulayarak “Kadınlar yalnızca kadın oldukları için öldürülüyor. Bu cinayetlerin arkasında devletin kadınları koruyamaması ve failleri cezalandırmaması yatıyor. Ancak mücadelemizi asla bırakmayacağız. Kadınların özgür, eşit ve laik bir dünyada yaşaması için mahkeme salonlarını ve meydanları terk etmeyeceğiz” dedi.
Kınay “Sesimizi yükselterek daha adil bir gelecek inşa edeceğiz”
Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay, konuşmasına kadın cinayetlerinin toplumda yarattığı derin travmaya değinerek başladı. Kınay “Kadın cinayetleri, çocuk istismarları, adaletsizlik… Bu ülkede yaşanan en ağır acılar, en savunmasız olanlara; kadınlara ve çocuklara yükleniyor. Bu platform ile ilk tanışıklığım Bayraklı Adliyesi önünde birkaç kadının bir araya gelip paylaştığı bir acıyla oldu. Onların yüreği büyüktü, az sayıda insanla bile dayanışmanın en güçlü örneklerini sergiliyorlardı. O günlerden bugüne çok şey değişmedi ama bizim mücadelemiz büyüdü. Artık birkaç kişi değiliz; meydanları dolduran yüzler, binler var” diye konuştu.
Toplumda kökleşmiş sorunların erkek egemen sistemin bir sonucu olduğunu belirten Kınay “Bu cinayetlerin gerekçesi olarak hep aynı bahaneleri duyuyoruz: ‘Kıskançlıktı, çok seviyordu, dayanamadı’ gibi… Bunlar erkek egemen zihniyetin bir yansımasıdır. Kadınları, çocukları, gençleri karanlığa mahkûm eden bir sistemin sonucudur. Tarikatlara, işsizliğe, uyuşturucu batağına itilen gençlerin; adaletsizliğe ve cezasızlığa maruz kalan kadınların geleceği, bizim mücadelemize bağlı” dedi.
Mücadeleye kararlılıkla devam edilmesi gerektiğini vurgulayan Kınay şunları söyledi:
“Bugün burada hepimiz gözyaşlarımızla bu belgeseli izledik. Ama bu gözyaşları bizi sadece hüzne değil, eyleme götürmeli. Biz, yarım kalan gülümsemelerin tamamlanması için buradayız. Acılarımızı örgütlemeliyiz; bu belgesel yalnızca bir film değil, bir çağrıdır. Daha adil, eşit ve özgür bir toplum için susmamalıyız. Yarım kalan gülümsemelerin tamamlanması için herkesin bu mücadeleye omuz vermesi gerekiyor”
Kınay son olarak “Bu sadece kadınların mücadelesi değil; erkeğiyle, kadınıyla, çocuğuyla, hep birlikte dayanışarak bu karanlığı yeneceğiz. Yalnız değiliz, korkmuyoruz ve susmuyoruz. Acılarımızı büyüterek, sesimizi yükselterek daha adil bir gelecek inşa edeceğiz” diyerek sözlerini noktaladı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı